Günlük yaşamda ağır çekim yakalanan neşeli ayrıntılar için #SabahRaporu, Amerikan - İtalyan Mafya tarihi ve Kapitalist sistem içindeki analizi için #Mafya, Kaybettiği hayali olan Tarihçiliği, kazandığı mesleğe yedirdiği araştırmalar için #HukukTarihi, Kutuplaşmanın tüm taraflarından ve bizzat kendisinden nefret eden bir Türk Milliyetçisinin ardında bıraktığı notlar için #TarihimeNotlar, ve efendiler, tüm fraksiyonları, teşekkülleri, hizipleri ile #HeavyMetal 1'dir. Bölünemez !

Gezi Parkı - Kişisel Tarihime Notlar 1

15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası Fetö'ye karşı Türk Milletinin iktidara verdiği zımni destek ve darbe karşıtı tavır istismar edilmeye devam ediyor. Bu istismarın bir boyutu da geçmiş yıllarda yaşanan ve iktidar hafızasından silinmeyen olaylarla hesaplaşmak. Gezi Parkı, bu hesaplaşmanın başında geliyor. Bugün iktidar ve iktidar çevresinde kümelenenlerin ciddi bir kısmı Fetö'ye devleti teslim edenler kendileri değilmiş gibi, büyük bir pişkinlik içerisinde Gezi Parkı'nı da kriminalize ediyorlar. Darbe girişiminin öncülü haline getirmeye çalışıyorlar.

Gezi Parkı tam olarak Fetö - Akp ilişkisinin zirve yaptığı bir dönemde, toplumun büyük kesimlerinin katılımı ile, tamamen barışçı şekilde süre giden eylemlerdi. 1 milyon insanın arasında kamufle olan 5 10 tane ruh hastası veya provakatör dışında eylemciler şiddet uygulamadı. Pkk'lılar çözüm sürecinin zirve yaptığı ve tamamen serbest oldukları bu dönemde Akp ile anlaşmalı olarak bu eylemlerin meşruiyetini bitirmek için katıldı. Sol örgütler yıllardır bekledikleri kitleyi kendi çürümüş devrim hayallerine kanalize etmek için ortamı slogana boğdu. Ve eylemlerin asıl dinamiği olan örgütsüz, teşkilatsız, bireysel katılımcılar bu sebeple çekilince eylemler sona erdi.

Bugün iktidar Gezi Eylemleri'ni Fetö ile Pkk'ya bağlayarak büyük bir yüzsüzlükle bu olayları kriminalize etmeye ve devlet düşmanı bir pozisyona sokmaya gayret etmekte.
Ne yaparlarsa yapsınlar, Gezi Eylemlerinin olduğu 2013 yazında Pkk terör örgütü ile çözüm süreci, Fetö terör örgütü ile kadrolaşma, kumpas davaları üzerinden işbirliğinin zirvesinde oldukları gerçeği tarihte yerini aldı.

Herkesin dalga geçtiği meşhur klişedir. "Gezinin ilk 3 günü" Kendi ölümcül hatalarını ve çıkarları adına memleketi düşürdükleri durumu gizlemek için iktidar istediği kadar kara propaganda yapsın. Gezinin ilk 3 günü bir Ülkücü olarak benim katılmaktan gurur duyduğum, çocuklarıma şerefle anlatacağım, ömür boyu hayatımda olacak birini miras olarak aldığım ve "Yeter ! Söz gençliğindir" edasıyla ülke gündemine el koyduğumuz günler olarak hatıramda kalacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"Ah Gözel İstanbul" Türksüz Bir İstanbul Portresi

“Ah Gözel İstanbul” İKSV 39. film festivali kapsamında gösterilen Zeynep Dadak imzalı ilgi çekici bir film. 17. asırda yaşamış Ermeni bilgin...