Günlük yaşamda ağır çekim yakalanan neşeli ayrıntılar için #SabahRaporu, Amerikan - İtalyan Mafya tarihi ve Kapitalist sistem içindeki analizi için #Mafya, Kaybettiği hayali olan Tarihçiliği, kazandığı mesleğe yedirdiği araştırmalar için #HukukTarihi, Kutuplaşmanın tüm taraflarından ve bizzat kendisinden nefret eden bir Türk Milliyetçisinin ardında bıraktığı notlar için #TarihimeNotlar, ve efendiler, tüm fraksiyonları, teşekkülleri, hizipleri ile #HeavyMetal 1'dir. Bölünemez !

Sabah Raporu Nu:94 Bir Hırsızlık Vakası "Olayın Ciddiyetini Kavrayın"

Bir Cumartesi gecesi ben ve M.O. (25) kadim dostlarımız S.K.(25) ile A.M.A.(25)'nin Çapadaki bekar evinde konaklamaya karar verdik. Muhabbetler edildi. Tartışmalar yapıldı. Lise yurdu yıllarından kalma alışkanlıklarla National Geographic tadında sürü liderliğini ele geçirmek için vurma kırma fırlatma saldırma üzerine kurulu güç gösterileri ve taşkınlıklar yapıldı. Gece 04.00 sıralarında herkes uykuya dalmıştı.

Tüm haftanın yorgunluğuyla ölü gibi uyurken tepemde ve evin farklı odalarında arkadaşlarımın ciddi bir konu hakkında hararetli şekilde tartıştıklarını fark ettim. Tartışmanın Kant Felsefesi ile Hegel Diyalektiği üzerine olabileceğini hesaba katarak ayaklandım. Konu birkaç sene evvel Rus Felsefe öğretmenlerinin birbirini bıçaklamalarıyla sonuçlanan Kant tartışmasından çok daha ciddiydi. S.K.'nın Iphone marka cep telefonu saat 11.23 itibari ile kayıptı.

S.K.'yı bana anlat deseniz ona kısaca AppleMan diyebiliriz. Adamı 10 senedir tanırım. Tam bir Iphone hastası. Böyle Iphone'ları kendisine doğru uzatınca fizyolojik bir başkalaşıma uğruyor, hormon dengeleri değişiyor. Veriyormuş gibi yapıp aniden  çekince henüz anlamlandıramadığımız sesler çıkararak çeşitli tepkiler veriyor. O derece. Ve adamın Iphone ortada yok.

Tabii ilk iş evdeki diğer eşyalara koşmak oldu. Salona girdiğimizde iki tane laptopın ve benim cüzdanın yerinde olduğunu fark ettik. Benim cüzdanının yerinde olması ise hırsızın salona uğramadığının kesin kanıtıydı. Çünkü V şeklinde kendini açmış, içinden paralar yarım yarım çıkmış, erkek dergisine poz veren top model misali kanepenin üzerinde boylu boyunca uzanıyordu. "Gel beni al" diyen bu cüzdanı bir hırsızın almaması mümkün değildi.

Vaka karmaşıklaşıyordu. Soruşturmayı derinleştirmek gerekliydi. Ceza Hukuku üzerine ünlü çalışmaları olan M.O., (ipten adam almasa da ipe adam göndermişliği çoktur) telefonu kaybolan arkadaşımız S.K.'nın uyurgezer olup telefonu tenha bir yere attığı senaryosuna yoğunlaşmış, çeşitli psikoloji soruları soruyordu. S.K. Iphone olmadan geçirdiği dakikalar arttıkça vücudundaki semptomları kontrol edememeye başlamış, psikoloji soruları Kurt Adam'a dönüşme sürecini hızlandırmaktan başka bir işe yaramıyordu. A.M.A."Buradan çıkılmaz" argümanını ispatlamak adına hırsızın çıkmış olabileceği muhtemel pencereye bol bol elini sürüp, kavrayıp, asılarak delilleri karartıyor, ben en son uyanmam hasebiyle kendimde olmayan bir vaziyette tüm bu dehşet tablosunu takip ederken, çekiciliği karşısında kendi cüzdanımı çalmamaya çabalıyordum.

Ev didik didik arandı. Telefon bulunamadı. Kesin Hırsız girmişti. Ve sadece S.K.'nın odasından tırmanarak girip son model Iphone'yi görünce kanaatkar ve tok gözlü bir hırsız olarak "bu akşam da rızkımızı kazandık şükür" diyerek evin geri kalanına müdahale etmeden çıkıp gitmişti. Yüce Emniyet Güçleri arandı. Devriye ekibi geldi. FBI'ya özendikleri için eve ayakkabılarıyla girmeye çalışmışlar, Iphone'si gitmesine rağmen kendini kontrol edebilen S:K. ayakkabıları çıkarttırarak belgesel ekibimizden artı puan toplamıştı. Ekip pencereye baktı. "Evet buradan çıkmıştır" diyip gitti. Hepimiz derin bir oh çektik. "Karakola şikayet edin olay yeri gelsin" diye de tembihlediler.

Karakola gitmeye karar verildi. S.K.'nın ifade performansının arttırılması için öncelikle Çapa Aile Çay Bahçesinde kahvaltı edilmesi önerildi. Öneri oy birliğiyle kabul edildi. Kahvaltı sırasında A.M.A. kaybolan Iphone'ların bulunması için yazılan programa kendi telefonundan girip tekrar bakmak istedi. S.K. 2 3 dakika faktörlerden, kombinasyonlardan, şifreleme sistemlerinden ve İbn Arabi tasavvufundan söz ederek kendi bilgisayarında programın açık olduğunu, telefondan tekrar girilmesi halinde programın karışacağını ifade etmeye çalıştı. Konu dağıldı. Siyaset, futbol gibi klasik konular konuşuldu. Muhabbet akarken A.M.A. hiç yeri olmayan gereksiz bir şekilde ;

"EVE HIRSIZ GİRDİ OLAYIN CİDDİYETİNİ KAVRAYIN" şeklinde bir çıkış yaptı. Bu gereksiz çıkış üzerine ciddiyetin nasıl kavranacağına dair çeşitli konular konuşuldu. Detaylara girmek istemiyorum. Ciddiyet ve kavramak kelimeleri bize karakola şikayete gideceğimizi hatırlattı. Kalkıp S.K.'yı karakola gönderdik.

Olay yeri ekibi FBI mevzuunu profesyonelleştirmiş, kendine galoş getirmişti. Bizimkiler de hemen moda girdi. Bu fırsatı kaçıramazdım. Doğal ortamlarını bozmayacak şekilde sessizce yanaştım. Faaliyeti takip etmeye başladım. S.K. olayı anlatırken "Ben 04.00 sıralarında yattım. Telefonda burada yanımdaydı" dedi. Ve nasıl yattığını ciddi ciddi yatağa uzanarak gösterdi. O an Olay Yeri İnceleme ekibinde şimşekler çaktı. S.K.'nın yatış şeklinden telefonun pencereden gelen biri tarafından alınamayacağını ancak oda kapısından giren biri tarafından alınabileceğini tespit ettiler. Vakayı bire bir canlandırma meyvelerini veriyordu. A.M.A. gerilmeye başlamıştı. Şüphe çeken hareketlerine binaen üzerine gidildi. Olay Yeri İnceleme kibarca elini omzuna koyarak "Hey dostum senin sorunun ne?" diye sordu. A.M.A. aniden oturduğu yerden sıçradı: "Kahretsin dostum. Montana Fedaral Hapisanesinde 6 yıl daha geçiremem" diye bağırarak kaçmaya teşebbüs etti. Üstüne atladık. S.K. gözyaşları içinde A.M.A.'yı omuzlarından tutup sarstı ve "Neden seni kahrolası" diye bağırdı. A.M.A. "Avukat adamım. Iphone'm eski olunca icrada iş gördüremiyorum" diye suçunu itiraf etti. Hayır ya pardon. Böyle gelişmedi olaylar. S.K. nasıl yattığını gösterdi. Olay Yeri "Oo hacı keyfine düşkünsün he. Ne güzel yan gelip yatmışın. Telefonun gidişini de ruhun duymamış" diyerek S.K.'ya takdirlerini ifade etmekten kendini alamadı. M.O. yüksek analizleri ve taktik stratejik çözümlemeleri ile emniyet birimlerine yardımcı oldu. Pencere üzerindeki 4 5 tane parmak izini toplayıp gittiler. Hikaye böyle bitti.

Günün sonunda S.K. hayatta en sevdiği şeyi olan Iphone'si ile imtihan edilerek bir derviş vakarıyla Android dergahında odun taşımaya başladı. Geriye A.M.A.'nın uzun yıllar unutulmayacak "OLAYIN CİDDİYETİNİ KAVRAYIN" çıkışı kaldı. (Bu "ciddiyet kavrama" olayını çok güzel özetleyen bir film sahnesi var. Bizzat başvuranlara paylaşabilirim)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"Ah Gözel İstanbul" Türksüz Bir İstanbul Portresi

“Ah Gözel İstanbul” İKSV 39. film festivali kapsamında gösterilen Zeynep Dadak imzalı ilgi çekici bir film. 17. asırda yaşamış Ermeni bilgin...